Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta açıklanan “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ve ardından kongresini toplayan PKK’nin “çalışmaları sonlandırma” kararının yankıları ulusal ve uluslararası kamuoyunda devam ediyor.  Daha önce faklı tarihlerde Abdullah Öcalan’ı İmralı Cezaevi’nde üç kez ziyaret eden Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) eski uzmanlarından Dr. Jean-Pierre Restellini, konuya ilişkin ANF’ye konuştu.

 

CPT bünyesinde 30 yıldan fazla uzman olarak çalışan Jean Pierre-Restellini, aynı zamanda bir dönem İsviçre İşkenceyi Önleme Ulusal Komisyonu Başkanlığı görevi de yürüttü. 

 

‘ABDULLAH ÖCALAN ÖZGÜR OLMALI’

 

PKK’nin 12. Kongre kararlarını “Kürt sorununun demokratik çözümü açısından Türk devletine sunulmuş cesaretli ve barışçıl bir teklif” olarak değerlendiren Restellini, sürecin başarısı için Abdullah Öcalan’ın özgür olması gerektiğini söyledi. Türk devletinin de somut adımlar atması gerektiğine dikkat çeken Restellini, “Umuyorum ki, bu durumu Türk makamları tarafından sonuç getiren adımlar izler” dedi. Abdullah Öcalan’ın attığı tüm adımların olumlu olduğunu kaydeden Restellini,  “Yani Abdullah Öcalan’ı serbest bırakılması, ayrıca yasal düzeyde, hatta belki de Türkiye Anayasası düzeyinde bazı önlemlerin alınması gerekiyor. Çünkü tam olarak hakim olmadığım bir dizi somut mesele ancak bu şekilde çözülebilir. Abdullah Öcalan, PKK’ye silah bırakma çağrısı yaptığı andan itibaren Türk hükümetinin çıkarına olan onu serbest bırakmaktır. Bu çok net olan bir durum. Öcalan, özellikle Türkiye’deki Kürt halkının lideri konumundadır. Onun özgürlüğü sorunun çözümüne hizmet edecektir. İsviçre’de ya da Fransa’da, özellikle Strasbourg’da karşılaştığım tüm Kürtler Abdullah Öcalan’ı liderleri olarak görüyor” diye belirtti. 

 

‘PKK LİSTEDEN ÇIKARILMALI’

 

Kürt sorununun demokratik çözümü noktasında uluslararası toplumunda rol oynayabileceğini söyleyen Restellini, şöyle devam etti: “Sorun şu ki, dünya gündemi şu anda yoğun ve sıcak, belki de onlara daha öncelikli gelen başka konular var. İşte bu benim kaygım. Tabii bir de şu var; sizin de bildiğiniz gibi, PKK ‘terör’ örgütü ilan edilmişti ki bu bana oldukça saçma gelmişti. Artık gerçekten PKK açıkça silahlı mücadeleden vazgeçtiği andan itibaren bu nitelendirme hızla kaldırılmalıdır. Abdullah Öcalan’a tüm sempati duygularımı iletmek istiyorum, çünkü onu her gördüğümde olağanüstü bir insan olarak buldum ve özgür olduğunda, özgür şartlar da gidip elini sıkmayı dört gözle bekliyorum.”